Kayıtlar

Eylül, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİLİNÇ

Yaklaşık iki hafta önce Edirne-İstanbul Tem otoyolunda görüş mesafesi kısalan 8 otobüs, 3 tır ve 1 kamyon zincirleme trafik kazası yaptı. Elbette ölenler ve yaralananlar oldu. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar versin. Bu olayı duymamış olanlar şöyle düşünebilir; "Bu havada Eylül ayında görüş mesafesi nasıl kısalır? Kar, yağmur veya sisli hava da yok?" Maalesef otoyol kenarında yakılan anızlar ağaçlara sıçrayarak büyük bir yangına sebep oldu. Yangınla birlikte ortaya çıkan dumanlar görüş mesafesini kısaltarak zincirleme trafik kazası yaşanmasına yol açtı. Bazı çiftçilerimiz tarlalarından ürünlerini hasat ettikten sonra tarlada kalan ürün artıklarını toplamak veya toprağa karıştırmak yerine, kendileri için daha kolay ve ilk anda masrafsız gibi görünen bir yöntem olan yakmayı tercih ediyorlar. Anızların yakılması zaman zaman ağaçlara sıçrayıp çok büyük orman yangınlarına neden oluyor. Ağaçların yanması ç

NİNNİ

İnsana dair bilgiler,duygular öylesine sonsuz ve öylesine ilginç gelir bana. Duygularımızı farklı biçimlerde ifade etmeye çalışırız. Bazen sevgimizi, öfkemizi yada özlemimizi çok farklı ifade ederiz; özellikle anneler bebeklerini büyütürken duygularını bebeğine aktarma yöntemlerinden biri olarakta ninnileri seçer. Bu ninniler daha önce duydukları olduğu gibi, o anda içinde bulunduğu koşullarını anlatan dizeler de dökülebilir dudaklarından. Trakya'dan uzaklarda bir dağ köyüne gelin gönderilen ve kocasının istemeden evlendiği için sevemeyip eziyet ettiği, 7 yıl boyunca annesini babasını kardeşlerini göremeden üzüntüden hasta olup ölen Zeynep gelinin türküsü de belki bir ninni ve mutlaka bir anne mesajıdır. "Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar. Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler. Annesinin bir tanesini hor görmesinler. Uçan da kuşlara malum olsun, ben annemi özledim. Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim." Çoğu kez çocuğu ile birlikte ama yalnız olan anne,

FARK

Yeni eğitim ve öğretim yılı tüm çocuklarımıza, çalışanlara ve meslektaşlarıma hayırlı olsun. İlkokul birinci sınıflar (uyum haftası) geçtiğimiz hafta ders başı yaptı.Belki anasınıfında birlikte okudukları arkadaşlarıyla yine birinci sınıfa başladılar, belki de farklı bir ilkokulda ilk kez tanıştıkları sınıf arkadaşlarıyla uyum haftalarını tamamladılar. Belki de içlerinden bir arkadaşlarının kendilerinden çok daha farklı ve hareketli olduklarına tanıklık etmeye başladılar. Ben de bir öğretmen olarak istedim ki, biz farklılıklarımızla bir bütün olmayı hep hatırlayalım ve hiç unutmayalım. Meslek hayatımız boyunca öğrencilerimize sadece öğretmen değil, aynı zamanda bazen anne-baba, bazen de psikolog oluyoruz. Farklı olan öğrencilerle iletişim kurmak biraz vakit alsa da, bir çocuğun elinden tutup yolunu açmanın bu ülkeye yapılan en büyük yatırımlardan biri olduğunun elbette farkındayız. Bu farkındalığın kıymetini otizmli bir öğrenci olan Nazım'ın satırlarından

BİR DAHİNİN HİKAYESİ

Bu haftaki yazımı bir çoğumuzun adını dahi duymadığı bir kişiye ayırmak istedim. Ülkemizin çok kıymetli ve yaratıcı beyinlerinden, 1940 yılında Adana’da dünyaya gelen İrfan Mavruk'un hayat hikayesini paylaşmak istedim. İrfan Mavruk, İlk ve ortaokulu bitirdikten sonra Adana Erkek Sanat Enstitüsü’ne devam ederken roket tasarımları yapıp onları denemeye başlar. Ancak amatör olarak yaptığı roketler nedeniyle Mavruk’un başı dertten hiç kurtulmaz. Devamlı roket projeleri hazırlayan Mavruk, hakkında çok fazla şikayet geldiği için birçok kez karakola çağrılır. Hazırladığı projeleri kimseye kabul ettiremeyen Mavruk, bir gün destek almak umuduyla Adana Elektrik Mühendisleri Odası’na başvurur. Adana Elektrik Mühendisleri Odası, Mavruk’un projelerini heyet eşliğinde dinler. Ancak sonuç yine hüsrandır. Mavruk’un projeleri imkansız olarak değerlendirilir. Kısacası Mavruk için “Başımıza yeni icat çıkarma.” denilir. Ancak Mavruk, bunların hiçbirine kulak asmaz, azi