HİÇ BİR ŞEY TESADÜF DEĞİLDİR

Cumhuriyet Bayramı ülkemizin kaderinin değişip güzelleştiği,insanların eşit haklara sahip olduğu, bir takım sınıfsal ayırımların kaldırıldığı sürecin başlangıç mührü. Ben bir kadın ve Türk vatandaşı olarak Mustafa Kemal Atatürk'e ve bu uğurda mücadele etmiş bütün insanlara minnetterım. Çünkü bu insanlar Cumhuriyet sistemini getirmek ve onun öncesinde Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başarıyla sonuçlanmasında sonsuz emekleri ve aynı zamanda tahmin edebileceğimizden büyük fedakarlıkları olduğunu asla unutmuyorum. Ayrıca bu insanların bizler daha insanca yaşayalım diye verdikleri mücadeleyi her zaman ve her yerde anlatmaktan onur duyuyorum. Şu anda kendimi ve düşüncelerimi ifade ediyorsam, çalışma hayatında erkeklerle eşit ücret alabiliyorsam, eğitim hayatında da istediğim okulda okuyup istediğim mesleği seçme hakkım varsa, adli bir durum söz konusu olduğunda benim şahitliğim de erkek bireyle eşit kabul ediliyorsa, boşanma hakkım benim de varsa eğer, toplu ulaşım araçlarında eşit koşul

Amik ovasında yer alan bereketli topraklar, bu coğrafyada başta zeytin, pamuk ve üzüm olmak üzere bir çok farklı bitkinin oldukça bol ve lezzetli yetişmesine elverişli ortamı Asi Nehri, Karasu ve Afrin Çayının varlığı ile Hatay'ı taçlandırmaktadır. Eğer Türkiye'de yaşıyorsanız, öğrenme isteğiniz de varsa, tarihsel açıdan gerçekten muhteşem bir coğrafyada yaşadığımızı ifade etmek isterim. Efsaneye göre ışık tanrısı Appollon, güzeller güzeli Defne'ye aşık olur. Aşkına karşılık vermeyen Defne, Apollon'dan kurtulmak için toprak anadan yardım ister. İsteği kabul gören Defne'nin ayakları ağaç köküne, kolları dallara dönüşerek güzel kokulu defne ağacı olur. Bu duruma çok üzülüp ağlayan Apollon'un gözünden dökülen yaşlar da Harbiye Şelalesi'nin sularını oluşturur. Bu şelalenin güzelliği ve gizemi bu efsaneden mi kaynaklanır bilinmez ama, inanılmaz bir cazibesi ve insanı dinlendiren suyun o gizemli dansı müthiş etkili. Dünya'nın ilk şelalesi olarak kabul edilir.

Bazı yerlerin manevi hatırası bazı kişiler için çok büyük olabiliyor.İnsanlar hatıraları ve geçmişleri ile varlar. Geçmişimizi unutmamız mümkün mü? Biliyorum, bir çoğumuz elbette mümkün değil diyecek. İşte maneviyat ta burada devreye giriyor. Bazı kişiler için hiçbir önemi olmayan bir yer ya da mekan, sizin için sevdiğiniz insan ya da insanlarla yaşadığınız çok değerli anılara sahip olabiliyor. Oğlum küçükken biz de bazı hafta sonları, eğer havalar da iyiyse biraz nefes alalım, hem de birlikte vakit geçirelim diye arabamızın bagajına portatif sandalyelerimizi koyar, bir kaç atıştırmalık yiyeceğimizle birlikte bir termos çayla birlikte doğruca Karaağaç'ta bulunan Kent Ormanının (İzzet Arseven Kent Ormanı) yolunu tutardık. Orada oğlumla top oynayıp, daha sonra bir şeyler atıştırıp bir de çaylarımızı bardaklarımıza doldurunca muhabbetin en güzelini yapar, arada yanımızdan geçen tanıdıklarla muhabbet edip birkaç saatimizi temiz havanın ve yemyeşil ağaçl

Mardinli oluyorum, menengiç kahvesi içip, Mardin şalı takıp farklı bir kültürü solumaya çalışıyorum. Reyhan şerbetini yudumlarken Deyrulzafaran Manastırının içinde Süryani rehberle süryanice sözcüklerin telaffuzunu dinliyorum. Rehberin masum, biraz da utangaç o saf ifadesinden öğreniyorum ki, bilinen ilk Tıp Fakültesi de burada kurulmuş. Bu manastır Mardin'in doğusunda ve üç kilometre uzağında kurulmuş. 5.yüzyılın içinde hissediyorum kendimi bir an. Kubbeli Kilise, Azizler Evi, Meryem Ana Kilisesi ve Güneş Tapınağı'nı görüyorum. Bu manastırın her taşında safran bitkisinin kokusu ve şifacı gücü cezbediyor sanki beni. Meğer Hıristiyanlıktan önce Şemsiler güneşe tapıyorlarmış. Yani bu tapınak manastırdan çok daha eski. Bugün olduğu gibi keçi ve koyunları güneşe kurban ediyorlarmış sunağın içinde. İnsanoğlu tarih boyunca ulaşamadığı, kendinden güçlü gördüğü nesne veya varlıklara tapınmayı tercih etmiş zaman zaman. Bu gezimde Süryani kilise