EVLAT KOKUSU

 Ne zaman evlat acısıyla kavrulan bir anneyi düşünsem, gözyaşlarıma hakim olamam, ve o acıyı tüm benliğimle  hissederim. Her ayın 3’ü geldiğinde, içimde anlatılamaz derin bir sızı olur. Çünkü ben biricik yavrumu, ayın 3’ünde kaybettim. Ama bu defa, bu ayın 10’nunda da içim öyle bir sızladı ki, anlatamam. 10 Ekim Ankara Gar Katliamı.  Evet bir kaç yıl oldu, ama ölüm yarası bir annenin yüreğinde hiç kapanmaz ki. Evlat kokusu da burnumuzun ucundan hiç gitmez. Kaç insanın hayalleri o patlamayla altüst oldu dersiniz? Ya da kaç eve ölüm çığlıkları ile birlikte, cenazelerin son veda geçişleri için hüzün çöktü? Onlarca insan, yüzlerce insan, ansızın hayata veda etti. Hem de yolda yürürken, arkadaşını beklerken, sevdiceğine kavuşmaya çok az kalmışken, az sonra gelecek metroya binmeyi beklerken, bir de bakıyorsunuz yanınızdaki insanlar paramparça olmuş, siz yaralanmışsınız veya bir kolunuzu kaybetmişsiniz. Bu insanların kaç tanesini hatırlıyoruz, kaç kişinin hayat hikayesini biliyoruz? Belki şunu diyeceksiniz : “Herkesi bilmek ve tanımak zorunda değiliz” Haklısınız, ama her insanın farklı bir hayatı ve farklı bir hikayesi var .                                                                                                     Ata Önder Atabay. Bu isim, belki bir çoğumuz için bir şey ifade etmeyebilir. Ata Önder’in hayatını bir kaç yerde okuyunca, yazmadan duramadım. Genç bir öğretmen ve üniversiteyi bitirince tam yedi yıl atanamayan, daha sonra da Gaziantep’in yoksul bir ilçesine Beden Eğitimi öğretmeni olarak atanıp, bu yoksul ilçede öğrencilerin herhangi bir suça bulaşmasını önlemek için, bir takım sporuna yönlendirmesi ve bu alanda öğrencilerin yetiştirilmesi görevi, Okul Müdürü tarafından verilen genç öğretmen. Ama okulda spor yapacak alan (bahçe), top, file, saha, kale vb. yoktur. Öğretmen, büyük araştırma ve çalışmadan sonra, çocukları “bocce” adlı spora yönlendirmeyi uygun görür. Federasyona yazı yazar, malzeme talep eder.  Öğrenciler bu genç öğretmenin çabalarıyla önce ilçede, sonrada ilde birinci olurlar. ve bölge finalinde yarışma hakkı kazanırlar. Final Mersin’de yapılacaktır , ancak Mersin’de harcayacak para olmadığı İçin genç öğretmen öğrencilerini Orada yaşayan halasının evinde konuk eder. Öğrenciler ilk defa denizi görürler ve ilk defa öğretmenleri sayesinde hamburger yerler. Hatta yedikleri hamburgerin yarısını da kardeşleri olanlar yemeyip , onlara götürmek için saklarlar. Yani insan yetiştirmek kadar zor bir mesleği yapan genç öğretmenimiz daha bir çok çocuğa hayat olacakken canice katledilir. Biz giden her insana üzülürüz elbette ama gencecik, pırıl pırıl gençlerin vakitsiz ayrılışlarına içimiz parçalanır.” Ata Önder sende Işıklar içinde uyu, Malatya Hekimhan’da.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM