ÇARE OLURUZ

Hayatı hafife almaya gelmez diyor büyük usta Nazım Hikmet. O nedenle üretmek, çoğaltmak lazım diye düşünüyorum. Neleri mi ? Sevgiyi çoğaltmak lazım örneğin. Başka?  Bir ağaç dikmek lazım.           Ya da ne bileyim, yaşadıklarından öğrendiğin deneyimleri paylaşmak, yaşamak için de inanmak gerektiğini aktarmak lazım.       Ben bir kitap yazdım veya günlüklerim kitaba dönüştü. Kitapla ilgili geri dönüşler çoğunlukla yüreklendirici ve yapıcı.  Şimdi, bu kitabı okumaya başlayanlardan bazıları dayanamayıp yarım bırakmış olabilir. Evet, üzülecek yaşanmışlıklar var satırlarımda, ama  en çok “SEVGİ” ve “İNANÇ“ var. Sevgi olmayınca, verilen emek yarım kalır, yavan kalır. İşte, sevginin bütün hastalıkları iyileştirmediğini yaşayarak gördük. Ama sevgi, yaşadığımız süreci her şeye  ve herkese rağmen daha anlamlı ve güçlü kaldı. Düşünsenize, bu hayatta  neyin garantisi var, kaç kişi yarını kesin garantiledim diyebilir?    Hayatı yaşamak lazım elbette, hemde hafife almadan tabii. Daha önce de yazdığım gibi : “yetmişinde bile zeytin ağacı dikmek lazım”(Nazım Hikmet) Bir şeyi de unutmamak gerekir diyorum, her şey olabilir...    İşte bu olabilirlikleri düşününce de benim kitabı da bir anne yüreğinin yazdığını, kalemin sadece aracı olduğunu bilmek lazım.   Sevdiklerimizle nerede, ne zaman ve hangi koşullarda vedalaşacağımızı hiçbirimiz bilemeyiz. Ama sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanları bir şekilde yaşatmaya çalışarak, başka yaralı yüreklere belki bir ışık oluruz. Sevginin gücünü satırlarda arayıp buluruz. Kim bilir, “benden de izler var bu kitapta” deyip, başka canlara çare oluruz. Belki de DENİZDEN DAMLALAR oluruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM