Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SEVGİLİ KAHVE

"Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var" Kahve, bizim için ne kadar güzel bir içecek değil mi? Kahveyi bir dostla yudumlarken, yanına bir parça da tadımlık çikolata eklemeden olmaz. Sonra da muhabbetin en lezzetlisi ortaya çıkmaz mı? İşte bu noktada kahve, kişiler arasında kolay kolay bitmeyecek dostluklar inşa eder. Kişilerin diyaloglarını güçlendirmesinde zarif bir içecek olarak bağ kurar. Hatta küslerin barışmasında da bir fincan kahve yeni başlangıçlar oluşturur. Dinlendiriyor, dinçleştiriyor, konsantrasyonu artırıyor, günümüzün en büyük hastalıklarından olan alzhaimer ve kanser riskini azaltıyor. Ülkemizin de kahve ile tanışması XVI.yüzyılın ilk yarısında olmuş. İşte o gün bu gündür çok özel bir içecek haline gelmeye başlamış. Özellikle son yıllarda kahve, gençler arasında çok daha fazla kabül gördü. İnanın, kahvenin benim için de çok çok özel anlamı var. Ben kahve içmeyi çok seviyor

BIYIKLI ÇİÇEK

Safran bitkisini ilk defa altı yedi yıl önce faydalı diye duymuş ve pilav yaparken kullanmak için almıştım. Mısır çarşısına gittim ve aktardan safran isteyip ne kadar para vereceğimi sorduğumda, duyduğum fiyat beni hayretlere düşürdü. Çünkü 3-5 gramlık pakette satılan safran için istenen para çok fazlaydı. Bir an, sanki aktardan altın almaya gittiğimi düşündüm. Daha da ilginci, kilitli bir dolaptan çıkardı ve çıkardıktan sonra dolabı yeniden kilitledi. Eski Türk mutfağında ve özellikle Asya ülkelerinde yaygın olarak kullanıldığını öğrendiğim için satın alıp parasını da ödedim. Daha sonra safranın inanılmaz faydaları olduğunu, eski tıp bilminde yaygın kullanıldığını, parfüm üretiminde de önemli bir değer olduğunu, ayrıca boya sanayisi içinde kullanıldığını öğrenince ilgimi daha çok cezbetti. Çiçeği de sanki boynunu eğip tevekkül etmiş, lila renginin ve ortasındaki sarı renkteki bıyıklı ince uzantıların muhteşem uyumu ile o kadar güzel ve masum bir görüntü yarat

SEPETÇİ KADINLARIMIZ

Kızlarımıza kendi hayatlarını idame edebilecekleri eğitimi ve ekonomik özgürlüğü sağlamadığımız sürece, ulus olarak toplumsal sorunlarımız hiçbir zaman bitmez. Bizim insanımız ve insana dair her şeyimiz kıymetli ve özeldir. Hayatın hangi aşamasında ya da neresinde durduğunuzdan çok, kızlarımız ve kadınlarımız için ne yaptığımız çok önemli. Onları üretimin içine dahil ettiğimizde bu toplumun mutlu ve huzurlu yüzü olurlar. Aslında kadın emeğini değerlendirip,ekonomik bir katma değer oluşturmak için ve kadınlarımızın kooperatifleşmesi amacıyla Edirnemizde başta sayın Valimiz,resmi ve sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere çalışmalar yapılıyor, olumlu sonuçlarını da özellikle yerel basınımızdan takip ediyoruz. Bu sorumlulukla Keşan'da da meslek edindirme kurslarında görev alan yedi öğretmen, kadınlarımızın yolunu daha çok açmak adına kooperatif kuruyor. Öğretmenlerin çabası hız kesmeden devam ediyor. "Kadın kadının aynasıdır" bence. İşte bu kıymetl

SU HAYATTIR

1993 yılının Şubat ayında Edirne'de çarşıda alışverişteyim. Yerde yaklaşık 40 cm civarında kar var. Dükkanların çatılarından aşağıya doğru buzdan sarkıtlar oluşmuş, esnaflar çatılarından sarkan buz parçalarını kırmaya çalışıyor, müşterilerin başına buz sarkıtlarından düşmesin, herhangi bir kaza olmasın diye. Meriç ve Tunca nehirlerinde su seviyesi oldukça iyi durumda ve üstelik havanın soğukluğuna bağlı olarak buzla kaplanmıştı. Ağaçların dalları yağan karla beyaz ve yeşili bünyesinde harmanlayarak hem müthiş bir ferahlık ve aydınlık yaratıyor hem de ağaçların dalları sanki birbiriyle uyum içinde ahenkle dans ediyordu. Çiftçi bu bereketli topraklardan aldığı ürünlerle borçlanmadan,sıkıntı yaşamadan nafakasını rahatlıkla çıkarıp fazlasını da tassarruf ediyordu. Üstelik tarım ilacı kullanımı da yaygın değildi. Çünkü mevsimler olması gerektiği gibi olunca bitkilerde hastalıkta pek ortaya çıkmıyordu. Üstelik yaz mevsiminde