SU HAYATTIR

1993 yılının Şubat ayında Edirne'de çarşıda alışverişteyim. Yerde yaklaşık 40 cm civarında kar var. Dükkanların çatılarından aşağıya doğru buzdan sarkıtlar oluşmuş, esnaflar çatılarından sarkan buz parçalarını kırmaya çalışıyor, müşterilerin başına buz sarkıtlarından düşmesin, herhangi bir kaza olmasın diye. Meriç ve Tunca nehirlerinde su seviyesi oldukça iyi durumda ve üstelik havanın soğukluğuna bağlı olarak buzla kaplanmıştı. Ağaçların dalları yağan karla beyaz ve yeşili bünyesinde harmanlayarak hem müthiş bir ferahlık ve aydınlık yaratıyor hem de ağaçların dalları sanki birbiriyle uyum içinde ahenkle dans ediyordu. Çiftçi bu bereketli topraklardan aldığı ürünlerle borçlanmadan,sıkıntı yaşamadan nafakasını rahatlıkla çıkarıp fazlasını da tassarruf ediyordu. Üstelik tarım ilacı kullanımı da yaygın değildi. Çünkü mevsimler olması gerektiği gibi olunca bitkilerde hastalıkta pek ortaya çıkmıyordu. Üstelik yaz mevsiminde de aşırı sıcaklık olmadığı için bitkiler zarar görmüyordu. Çiftçinin ektiği buğday veya ayçiçeği karşılığını fazlasıyla veriyordu. Ağaçlar sağlıklı olduğu için meyveler de bereketli ve lezzetli oluyordu. Oysa özellikle bir kaç yıldan beri aşırı sıcaklardan Edirne'nin birçok köyünde ya da tarlasında doğru dürüst sebze yetişmiyor. Ekilen fideler çürüyüp kalıyor. 2021 yılının Şubat ayında Edirne'de hava sıcaklığı 24 derecelere kadar yükseldi ve ağaçlar çiçeklenmeye başladı. İklim değişikliği ve beraberinde ortaya çıkan içilebilir su kaynaklarının hızla azalması bütün dünyaya olduğu gibi özelde bize de büyük zararlar yaratmaya başladı. Örneğin şehrimizde yeraltı su kaynakları nehirlerimizin varlığına rağmen % 15 seviyelerine kadar düştü. Şehrimizdeki su kaynaklarını tamamen kaybetmemek ve iklim değişikliğinden mümkün olduğunca daha az zarar görmek için suyumuzu dikkatli ve tasarruflu kullanmak zorundayız. Tarımsal üretimde kullanılan suyu sadece damlama sulama sistemi ile gerçekleştirmek zorundayız. Çiftçilerin su kullanımında farkındalık yaratmak için bu konuda bilgilendirme eğitimleri olmasının önemini vurgulamak gerekiyor. Çünkü daha şimdiden su fakiri ülkeler sıralamasında üst sıralara doğru çıkışa geçmeye başladık. İklim değişikliği; biyolojik çeşitlilik kaybı, kuraklık, yangınlar, seller ve daha bir çok sorunun habercisi. Farkında olalım, önlem alalım. Hepimizin bildiği gibi, "Su Hayattır".

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM