İNSAN

"Kadın insandır, biz ise insanoğlu" der büyük saz ozanı Neşet Ertaş.Ne kadar anlamlı bir söz söylemiş. Ben televizyonu pek fazla izlemem,zaten pek vaktim de olmuyor. Hafta sonu gündüz programlarından birini vaktim olduğunda ve aklıma gelirse izlemeye çalışırım.Çünkü bu pogramda ele alınan özel konular aslında toplumsal bazı sorunlarında bir özeti yada yansıması gibi. Bu cumartesi de programı izleme fırsatım oldu.Çünkü Covid-19 aşısının beşinci dozunu oldum ve yine yan etki yaptığı için(beş dozdan sadece ikisinde yan etki yapmadı) aktif dinlenmem gerekiyordu. Kitap okuyup, bir şeyler yazamadım,bütün vücudumu korkunç bir ağrı kapladı boyun lenflerim şişti ve televizyon izlemek dışında da herhangi bir şey yapamadım.Ama yan etkilerinden çekinip aşı olmaktan sakın vazgeçmeyin, maske takmayı da ihmal etmeyin lütfen.Bu gün artık çok iyiyim. Bu hastalığı aşı ile yeneceğiz. Bilime ve bilim insanlarına inanmak zorundayız. Programı izlerken, saygıdeğer ve müziği kalbimin derinliklerinde iz bırakan büyük saz ozanı Neşet Ertaş'ın yazımın başında ifade ettiğim sözünü hatırladım. Televizyon programına baş vuran bir kadın, cezaevinden bir yıl önce çıkmış ve çocuklarından uzun zamandan beri haber alamamış. Çünkü cezaevine girince çocukların birini babaanne, diğerini de anneanne alıyor ve iki büyük anne, torunlarının annesini kendi ön yargılarıyla yargılayıp vicdanen hiç rahatsız olmadan, vicdansız kararlarını rahatça veriyorlar. Büyük anneler, anneyi çocuklarıyla, kendi ahlaki ön yargılarına dayanarak görüştürmüyorlar. Oysa kadın çocuklarını korumak için cezaevine girmiş.Ne acıdır ki cezaevindeki kızlarını(veya gelin) bir kez bile ziyaret etmiyorlar,üstelik yok sayıyorlar ve çocuklara uygun bir şeyler de anlatmıyorlar aksine anneleri için çevreden bir kaç kendini bilmez insanın inanılmaz çirkin iftiralarını torunlarına gerçekmiş gibi anlatıyorlar. Eğer kadınsanız ve üstelik boşanıp çocuklarınız için hayat mücadelesinde güçlü bir duruş sergiliyorsanız, size kadınların yetiştirdiği bazı erkekler bakışlarıyla veya sözleriyle sırnaşabiliyor, daha da kötüsü diğer kadınlar da sizden uzak durmaya çalışıyor. Çünkü eşiniz yok. Aslında bir çok evli kadının ansızın karşılaşabileceği bir sonuç.Nihayetinde kadınlar istemiyorlarsa evlenmek zorunda da değiller. Bütün toplumun bakış açısı bu mu? Değil elbette. Ama maalesef çoğunluğun bakışı böyle. İşte o nedenle önce kadınların eğitilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü kadın önce kendi şahsına,sonra kendi cinsine saygı duymayı öğrenmek,ön yargılarını yıkmak, sonra da yetiştirdiği çocuklarına, insana saygıyı öğretmek zorunda. Kadın, insan olduğunu anlamak ve farketmek mecburiyetinde. Kadın kendi bedenine sahip çıkmayı,bedeninin sadece kendisine ait olduğunu ve her şeyden önemlisi parayla alınıp satılan bir meta olmadığını anlamak ve anlatmak zorunda. İnsanoğluna'da bunu öğretmek gibi bir görevi var. Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM