BARIŞ ?

Belki bir çoğumuz biliyoruz, Eylül ayı hüzün ayıdır der bazı kişiler ve şairlerin dizelerine yansımıştır Eylül'ün hüznü,ağaçlar sararan yapraklarını yavaş yavaş toprakla buluşturmaya başladıkları için de sonbaharın başlangıcıdır. Sevgiliye sitemdir belki Eylül ayı!.. Ama aynı zamanda Eylül ayının birinci günü de "Dünya Barış Günü" olarak kabul edilmektedir. Dünyaya geldiğinde çok savunmasızdır insan yavrusu. Kendi öz bakımını yapar hale gelmesi ve tam anlamıyla kendi kendine yeterli olması da diğer canlılara göre oldukça uzun bir zaman ve emek ister."İğne ile kuyu kazımak" gibidir insanın yetiştirilmesi. İşte bu canlı, yani insan; karşısındaki bir insanı bir anlık kızgınlık, anlaşmazlık gibi kendince haklı bir nedenle öldürebiliyor(Normal değil elbette). Eğer gruplar arasında çıkan bir anlaşmazlık söz konusuysa ve topluca Devletler arasında birbirlerini yok etmek için mücadeleye başlarlarsa, birden fazla insan da öldürülmüş ise savaştır yaşanan. İnsanlardan bazıları nasıl bir hiddet ve kine bürünüyor ki öldürebiliyor ya da öldürme emri verebiliyor, anlamak mümkün değil. Çok pahalı bir iş savaş;top,tüfek,uçak gerekli bir de kin, nefret olmalı. En önemlisi de uğruna feda edilecek gencecik günahsız insanlara ihtiyaç var. Bana göre insanlık tarihi boyunca yaşanan savaşlardan dağlar, ağaçlar, sular, hayvanlar, hatta ölüm dahi yoruldu da, sadece insanlar yorulmadı sanırım. İnsanların varlığı onüçbin yıl öncesine kadar uzanıyor ve o zamandan beri insanlar birbirleriyle savaşıyorlar. Niçin savaşır insanlar, neyi paylaşamazlar, neye hırs yaparlar da bu savaşlar bitmez? Savaş için o kadar çok neden sayabiliriz ki, herşey bazen savaş nedeni olabiliyor. Çünkü silah üretip satan büyük Devletler, minicik çocukların göz yaşlarından ve kanlarından para kazandıkça savaşları asla bitirmezler. Oysa barış için sadece vicdan,empati ve sevgiye ihtiyaç var. Yani barış bedava. Bedava olduğu içinde değerini fark etmez insan. İnsanlar çıkarsız, beklentisiz, çocuk kalbiyle sevmeyi, sevgiyi, merhameti,sade hayatı, birlikte yaşamayı, egolarından arınmayı başarmak zorundadır. Yılda bir günü de "Dünya Barış Günü" ilan ederek, barışın önemine dikkat çekmek isteyen insanlar da barış içinde yaşamaya hasrettir. Eğer bugün Devletleri yönetenler Mustafa Kemal Atatürk'ün görüş açısına sahip olsalardı, savaşlar sona erer, dünyaya barış egemen olurdu. Biliyorsunuz Mustafa Kemal Atatürk ömrünün üçte birini savaş alanlarında geçirmiş güçlü bir komutandır aynı zamanda. "Savaş zaruri olmadıkça cinayettir." diyebilmiş büyük bir Devlet adamıdır. "Yurtta barış, dünyada barış." diyebilecek kaç lider geldi bu dünyaya? Sadece Atatürk.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM