HAK EDİYOR MUYUZ ?

Bizi nasıl inandıracaksınız baharın geldiğine? Bitkiler, ağaçlar çiçek açınca mı bahar geldi diyeceksiniz? Ya da "Yaren Leylek" Adem Amcasına Bursa'da kavuşunca mı? Ne zaman bahar gelir de biz o baharı yüreğimizin en derinlerinde görüp, hissederiz? Yine bahar geldi mi diyeceksiniz, sadece gördüklerinizle. Bahar, ancak sevdiklerinizle birlikte diz boyuna gelmiş papatyalar içinde yürüdüğünüzde, elini tutabileceğiniz güvenli bir insana rastladığınızda, gerektiğinde toprağı birlikte eşeleyip minik bir çiçeği toprakla buluşturduğunuzda gelir. Çok mu duygusal yazdım diyeceksiniz? Keşke hayat bütün insanlara karşı eşit ve adil olsa. Keşke güzel hayallerimiz hayat boyu bizi takip edip hiç yormasa. Olmuyor işte. Hayatın gerçekliği hayallerimize gem vuruyor. Biz ne kadar ısrarla istesek te, hayat bizi bazen bizim ümit ettiğimiz gibi görmüyor. Küsmek te olmuyor bu hayata. Çünkü hayat çok acımaz oluyor ve zaten hayata küstüğünüzü çoğunlukla hiç kimse duymuyor. "Siz eninde sonunda iyiler kazanacak" diyorsunuz ya. Yok aslında böyle bir istatistik. Mesela "Kedi Eros" ne yaptı tam altı dakika boyunca kendisini aralıksız tekmeleyerek öldüren vicdansıza? Katil şimdi de serbest bırakıldı yurt dışı çıkış yasağı konarak. Sonra Oğuz Murat Aci'nın ölümüne sebep olan kazayı yapan kişi de kaçtı gitti ABD'ye. ABD vatandaşı olduğu için de getirip, yargılamak oldukça zor. Ayrıca Kadınlar Günü'nde, boşandığı eski eşi tarafından öldürülen Kadın Doktor Feray Kaplan'ın öldürülmesi de korkunç bir ironi değil mi? İyi olmak yetmiyor işte hayata karşı dik duruş sergilemeye. Çalıp çırpsanız, ona buna iftira atsanız onlar da mide bulandırıcı çürümüşlük. Herkesin harcı değil ve ayrıca vicdansızlık. Bazı gazeteler ikinci sayfalarında "Gençler arasında intihar vakaları artış göstermeye başladı." diye yazıyor. İyiler hak ettiklerini kazanamayınca, bir yitmişlik, kaybolmuşluk duygusu ağır basıyor maalesef. Günümüz koşulları öyle farklılaştı ki, beklentiler, olması gerekenler de evrilerek yön değiştirdi. Tüketim toplumu olduk ta, iş üretmeye gelince isteksizlik mi başladı ne? En iyi kıyafetleri giymek, en iyi lokantalarda yemek, hatta en iyi arabalara binip hiç yorulmadan günü bitirmek ne iyi olurdu değil mi? Çünkü şimdilerde kolay yoldan, çalışmadan kazanmak özendiriliyor. Üretmeyi unutalım mı isteniyor yoksa? Peki kim böyle bir hayatı yaşayabiliyor hiç sorduk mu kendimize? Biliyorum, hepimiz insan olarak iyi şeyleri hak ediyoruz. Ancak çalışarak kazanmanın, alın teriyle emek vermenin ve liyakatle bir yerlere gelmenin de onurunu yaşamak ister insan gibi insan olan. Geceleri başımızı yastığımıza koyarken vicdanımızın rahat, düşüncelerimizin tertemiz olmasını isteriz. Hak ettiğiniz yerlere yükselmeniz, hak ettiğiniz şeylere sahip olmanız ve hak ettiğiniz hayatı yaşamanız dileğiyle. Sevgiyle kalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM