Kayıtlar

Temmuz, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DEĞMEZ Mİ

İnsanlar okuma-yazma öğrenmek, bir meslek sahibi olabilmek, hayata daha iyi koşullarda başlayabilmek umuduyla okula gönderilir ya da gider. Sonra bu koşulları gerçekleştirmek için eğer gerçekten istiyorsa elinden gelen bütün çabayı ortaya koyar. Aileler de çocuklarının geleceği daha iyi olsun diye maddi imkanlarını çocuklarının önüne sererler. Özel derslere, kurslara harcanan zamanın ve paranın hesabını yapmak mümkün olmaz. Önemli olan çocuğun geleceğidir çünkü. Tabii bunun bir de psikolojik tarafı var. Özellikle lisede bütün aile çocuğun geleceği için neredeyse olağanüstü hal ilan eder. Bütün sosyal aktiviteler ertelenir, özellikle gencin hobileri yavaş yavaş yok olur. Bu süreçte rehabilite olma olasılığı da yoktur. Öğrenci derslerle uğraşırken bir de ergenlikle gelen fiziksel ve psikolojik değişimlerle mücadele eder. Lisede geçen en az dört yılın sonunda o sınav günleri gelip ç

BAŞLANGIÇ

Hergün yeni bir başlangıçtır, ama aynı zamanda yeni bir sınavdır da. Soruların nereden geleceğini bilemeyiz, üstelik kopya da çekemeyiz. Hayat denen yolumuz adım adım tükenirken, her farklı dönemeçte sanki yeniden başlıyoruz duygusuna kapılıp, kalıcı olduğumuzu sanırız. Oysa farklı dönemeçleri başarıyla geçsek te sonuç değişmeyecek ve hepimiz sıralı ya da sırasız aynı istasyona gelip, orada ineceğiz. Asıl mesele, zamanını bilemiyoruz. Herşeye rağmen hayata tutunabilmek için birşeyler yapıyor, üretiyor ve zamanımızı doldurmaya çalışıyoruz. Takipçilerim beni bilir, yazılarımın sonunu genelde sevgi içeren dileklerle tamamlamaya çalışırım. Yine bildiğiniz gibi ben de çok zor sınavlara tabi oldum bu hayat yolculuğunda. Ama insanlara karşı iyi davranmayı, çözüm olmayı herşeye rağmen ilke edindim. Bugün mektup diyebileceğim bir yazı ulaştı. Diyor ki: "Amerika'dan uçakla Türkiye'ye bugün geldim. Dokuz saat süren uçak yolculuğumda uzun uzun düşündüm. Hayatımın tamamı f

BİZ ANCAK

Sosyal hayatımızın akışı on onbeş yıldan beri değişmeye başladı ve özellikle pandemi süreciyle birlikte değişim ve yalnızlaşma hızlı bir ivme kazandı. Pandemi sürecinde yaşanan önlemler bu yalnızlaşmada etkili oldu ve bu süreçten çıkmamıza rağmen geçirdiğimiz sıkıntılar nedeniyle eski görüşmeleri henüz yakalayamadık. Bu dönemde çekilen video ve görüntüler ile görüntülü konuşmalar bire bir görüşmelerin yerini aldı. Özellikle ünlülerin de sürekli bu tür paylaşımlar yapmaları da etkili oldu. Dolayısıyla cep telefonlarının en yoğun kullanıldığı bir süreci de yaşamış olduk. Telefon özellikle son yıllarda hayatımızın olmazsa olmazlarından biri olmaya başladı. Sosyal medya denilen uygulamaların sayısı her geçen gün arttı ve artmaya devam ediyor. Şöyle bir düşünüyorum da, onbeş yıl önce sosyal medya yoktu. Yirmibeş yıl önce de cep telefonu herkeste yoktu. Ne çok değişti günlük hayatlarımız. Şimdi sosyal medyayı bir çok insan kullanıyo

GÜN GÜN İLE BARIŞMALI

"Gün gün ile barışmalı Kardeş kardeş duruşmalı Koklaşmalı söyleşmeli Korka korka yaşamak ne" Sene 1993, bir kaç yıllık öğretmenim. İkinci dönemin sonlarına doğru yavaş yavaş geliyoruz. Türk edebiyatının büyük ustalarından, Hababam Sınıfı'nın yazarı Rıfat Ilgaz'ın doğum gününe özel imza günü ve sonrasında da yemekli kutlama yapılacak; başka yazarların da geleceği söyleniyor. İşte bu etkinlikte benim sunuculuk yapmamı rica ettiler. Ben de bu teklifi biraz heyecan, biraz da tedirginlikle, ama büyük bir sevinçle kabul ettim. Günlerce sunuş metnini hazırlayıp o metni tekrar tekrar okudum. Rıfat Ilgaz'ın doğum günü olan 8 Mayıs geldi, ben o gün yaşadığım heyecanı ve mutluluğu kelimelerle ifade edemiyorum. Gün boyu yazarlar ekibinin yanından ayrılmadım desem yanlış olmaz. Çünkü rahmetli Rıfat Ilgaz 82 yaşında ve bazı şeyleri net duyamadığı için ben yanından hiç ayrılamıyorum. Dedim ya, çok büyük bir gurur. Öyle büyük bir yazarın yanında