Kayıtlar

Eylül, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

25 DOLAR

Her insan farklı bir dünyadır. Genellikle hayattan beklentilerimizle gerçekliklerimiz arasında inanılmaz farklılıklar olur. İşte bu noktada bazılarımız elimizden geldiğince, şartları zorlar ve beklentilerimizin gerçekleşmesi için mücadele ederiz. Belki bu mücadele istediğimizi elde etmeye yetmeye bilir. Olsun mücadele etmek inanç ve azimi bizi hayata bağlayan çok önemli bir değerdir. Bazen büyük hayal kırıklıkları yaşamamıza da neden olabilir. Yenilgiyi kabullenmek güç olsada; genellikle inanmak ve inandığın için mücadele etmek o yenilginin yükünü hafiflir. Babası bir İtalyan berberdi.. Annesi Fransız asıllı Rus bir dansçı.. Yoksuldular.. New York'ta zor geçiniyorlardı.. Onun doğumunda annesi sorunlu bir hamilelik süreci yaşamıştı.. Bu nedenle sol gözünde, kulağında ve üst dudağında kalıcı hasar oluşmuştu.. Kısmi felç.. Ağzı yana kayıyordu. Dudakları orantısız duruyordu. Üstelik sol gözü sağ gözüne oranla daha aşağıdaydı.. O yüzden insan içine çıkamıyor, okula gidemiyor, arkadaş ed

KARA HALK

Özellikle son yıllarda varla yok arasında yaşar bazı çocuklar ve kadınlar. Varlıkları umut gibi görünse de yoklukları bazı büyüklerin veya erkeklerin günahlarını yok edeceği düşünüldüğü için mi bilinmez, öldürülmelerinde-susturulmalarında sakınca görülmez diye düşünmeden duramıyorum. Kime ve neye üzüleceğimizi bilemez olduk. Sürekli ya çocuklar ya da kadınlar tecavüze uğrayıp öldürülüyor. Tabii bu kadar yoğun ve değişken gündemin içinde patili dostlarımızın katledildiğini de söylemeden geçemeyeceğim. Belki olayların yoğunluğundan sık sık dile getiremesekte asla unutmadık ve unutmamız söz konusu dahi olamaz. Patili dostlarla ilgili katliam yasasının geri çekilmesi için tam 48 (kırk sekiz) gündür Edirne'de oturma eylemi yapılıyor. Ama ülkemizde gündem öyle hızlı değişiyor ki, bazı şeyleri yeniden hatırlatmak ve gündemde tutmak gerekiyor. Son yıllarda bir çoğumuzun toplumsal algıları değişti. Olumsuz olaylar bizim uzağımızdaysa ve bize fiziki olarak zarar vermiyorsa yok

ÇOCUK

Ülkemizde yüzlerce anne-baba adayı çocuk sahibi olabilmek için birçok tedavi ve masrafı göze alıyor.Defalarca tüp bebek yapabilmek için avuç dolusu paraları çocuk sahibi olabilmek için geda ediyorlar. Bu çabalar da olumsuz sonuçlanırsa, evlat edinebilmek için Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüklerine baş vuruyorlar. Bu başvurudan sonra aday aileler onlarca görüşmeye tabi tutuluyor, Kurum yetkililerince detaylı araştırma ve ziyaretlerle inceleniyor,tam teşekküllü bir devlet hastanesinden de ruh ve beden sağlıklarının yerinde olduğuna dair sağlık raporu alıyorlar ve eğer bu uzun ve yorucu süreçten sonra uygun görülürlerse evlat edinebilmek için sıraya giriyorlar. Sıra beklemek bazen aylar bazende bir yılı buluyor. Bir yandan çocuk sahibi olmak için can atan aileler var. Bir de kaybolan, istismara uğrayan ve öldürülen çocuklar gerçeği var maalesef.Gazeteci Fatih Altaylı'nın anlattığı verilere göre Türkiye'de b

TESADÜF

Çocukken günlük tutardım, ancak çok ayrıntılı şeyler yazmazdım. Belki bizim jenerasyonun bir çoğu günlük tutma işini yapmıştır. Bir de bizim çocukluğumuzda arkadaşlarımıza yazdırmak için hatıra defteri edinmek gibi bir geleneğimiz veya alışkanlığımız vardı. Binbir zorlukla sevdiğim arkadaşlarımın yazması için dışı pembe minik çiçeklerle bezeli suni deri gibi, kilitli bir hatıra defteri alabilmiştim. Çok mutlu olmuştum defteri aldığımda. O defteri kıt kanaat verilen harçlıklarımı kuruş kuruş biriktirip öyle alabilmiştim. Okulla evimizin arası yürüyerek en az kırk beş (45) dakika sürüyordu. Fakat para biriktirebilmek için dolmuşa binmekten vaz geçtim. Gerçi okumak için aldığım kitaplarımı da aynı fedakarlıklarla biriktirdiğim üç beş kuruş harçlıklarımla zar zor alırdım. Belki okul kantininden haftada bir defa alabileceğim bir simit ve gazoz hakkımı da pek kullandığım söylenemez. Çocukluk işte, Allahım! O defterle sanki dünyanın en

BAHAR

Kalbinizle dokunamadığınız,sadece görev tamamlamak için yaptığınız hiç bir iş tam anlamıyla yapılmış sayılmaz. Elbette bu benim düşüncem. Çevremizde neredeyse bir çok kurum ve iş yerinde çalışan kişilerin asabi bir ifadeyle karşısındaki kişiye hizmet ettiğini düşünürsek. Oysa özellikle bazı mesleklerde bazen sadece bilginiz ve emeğinizle değil aynı zamanda kalbinizle de dokunmak zorundasınız. Yüreğinizdeki ışığı çevrenize yansıtmadığınızda hep bir şeyler yarım kalır. Örneğin öğretmenler, sonra doktorlar ve daha bir kaç meslek için bu söylediklerim hiç şaşmaz. Uzun süreden beri, yani dört beş yıldan beri televizyon dizilerini izlemiyordum. Sonra "Bahar" dizisi ile en azından haftada bir gün dizi izlemeye başladım. Geçen sezon yayınlanan bu dizi, yakında yeni bölümleriyle ekranda yerini alacak. Özellikle öğretmenlik ve doktorluk mesleğinin olmazsa olmazı olan yüreği ile hastasını ya da öğrenciyi sarmaladığı