TÜKETİM

Hava bulutlu, ama Aralık ayının son haftasına göre ılık. Böyle bulutlu havalar ve Aralık ayı içime hüzün dolduruyor. Bitiştir, istemsiz gidiştir belki de. Bitişler her zaman başlangıçlara geçişi kolaylaştırır mı dersiniz, yoksa hiç başlamasa ya da bitmese diye hayıflandığınız, öfkelendiğiniz zamanlar oldu mu? İşte bu sorular içimdeyken, yüreğim acıyla pır pır çırpınırken, oturmak olmaz dedim ve gruplarımızdan birinden gelen davetle giymediğim ama temiz ve eski olmayan giysilerimden bir kısmını toplayarak etkinlik alanına doğru yola koyuldum. Oraya geldiğimde kendime bir masa seçtim, üzerine evden getirdiğim temiz bir örtüyü açtım ve giysilerimi özenle yerleştirdim satış yapabilme umuduyla... Aslında daha az tüketebiliriz ve kullanmadığımız eşyalarımızı doğru insanlara satış, takas ya da bağış yoluyla ulaştırabiliriz. Ancak bunu zaman zaman yaptığımı da belirtmek isterim,benim kullanmadığım giysi yada eşyalar başkalarının ihtiyacını giderir düşüncesindeyim. Dahası, ne kadar az tüketirsek doğaya ve geleceğe sahip çıkarız. Örneğin,tek bir ağaç yılda 114 kg oksijen üretir.Yani iki olgun ağaç dört kişilik bir ailenin yıllık oksijen ihtiyacını karşılar;biz bunu gözardı edebilir miyiz?Para olmadan yaşayabiliriz ama oksijen olmadan yaşamamız mümkün mü? Bu dünya hepimizin ve sadece biz yaşamıyoruz. Diğer canlıları da düşünmek zorundayız. Diğer canlıların doğal ortamını aşırı tüketimle yok ediyoruz. Marka takıntımız, bir şeylerden sıkılıp değiştirmek isteğimiz ve suyu umarsızca kullanmamız, hatta sürekli yeni binalar inşa etmemiz her türlü doğanın ve ekolojik sistemin zararına neden oluyor, doğanın dengesi bozuluyor. Başka ülkelerde insanlar iki yüzyıl önce inşa edilmiş evlerde yaşamaya devam ediyor. Dolayısıyla hem kentlerin görüntüsü kolay kolay değişmiyor, hem de doğaya zarar verilmemiş oluyor. Sinema oyuncusu Natalie Portman'ın "Şimdiye kadar hiç bir kuş, komşusundan daha çok sayıda yuva yapmaya çalışmadı ve hiçbir sincap iki kış yetecek kadar yiyecek saklamadı." sözü aklıma geldi. Gerçekten de insanların bir çoğu bu konuda müsrif davranıyor. Bu ikinci el takas ve satış etkinliğinin çok yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum.Umarım tekrarlanır ve yaygınlaşır. Ancak yeterince duyurulamamış ve seçilen mekan insanların dikkatini çekecek bir yerde değil. Ama mekan sahibi güler yüzlü ,misafirperver bir insandı. Elbette bireysel bir girişim. Arzu Hanıma teşekkür ederim, bu etkinlikler yaygınlaştırılmalı ve daha organize bir hale getirilmeli. Tüketim odaklı değil de üretim odaklı olmak zorundayız.Üreten insan daha mutlu olur. Tüketim çılgınlığı yaşadığımız şu zamanda her şeyimiz var ama sağlığımız, neşemiz, sevgimiz yok olmaya başladıysa eğer, neye yarar? Yazımı Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle noktalıyorum. "Çalışmadan, yorulmadan üretmeden,rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM