Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BARIŞ OLSUN

Büyükbabamın bir sözü vardı, "Bu vatanın kıymetini bilin. Öyle kolay kazanılmadı bu topraklar!" der ve hüzünlenirdi. Büyükbabam özellikle Atatürk adını duyduğunda gözleri dolar ve konuşurken sesi titrerdi rahmetlinin, sanki bir şeyler boğazında düğümlenirdi. Anlamazdık neden bu kadar duygusallaştığını. Anlamazdık diyorum, çünkü yaşımız çok küçük, henüz ilkokula başlamamışım. Hatta kendi kendime düşünürdüm, "Koca dedeler ağlar mı?" diye. Babamın ağladığını görmemiştim ki, dedemin ağladığına şaşırmayayım. Üstelik bizim o yaşlarda Atatürk'ü düşünmemiz, ya da hayal etmemiz çok farklı. Dedem Trablusgarp Savaşı döneminde askere alınmış. Askerlik öyle beş altı ay değil, en az dört yıl. Trablusgarp'ta savaş başlayınca oraya gönderilen az sayıdaki askerlerden biri ve tesadüf bu ya, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri oluyor. Trablusgarp Savaşında Atatürk'ün askeri dehasıyla Türk Ordusu galip geliyor. Ancak Ba

GÜZEL KADIN

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre 2020 yılında dünyada kansere yakalanan insan sayısı 19,8 milyon iken, bu hastalıktan aynı yıl içinde ölenlerin sayısı ise 10,1 milyon. Daha önceki yıllarda akciğer kanserine yakalanan insan sayısı birinci sırada yer alırken, bir kaç yıldan beri meme kanserine yakalanan kişi sayısı artarak birinci sırayı meme kanseri almıştır. Şimdi şu ilk cümleme baktığımızda bize sadece birer istatistik gibi gelse de, bu istatistiğin arkasındaki yıkılan ümitlerin, hayallerin, avuçlarının arasından kayıp giden hayatların da istatistiğini yapabilir miyiz dersiniz? Bir çok insan uzun vadeli olmasa bile en azından yarın için plan yapar değil mi? İşte böyle bir durumda yaptığınız gelecek veya yarın planının hiç bir anlamı olmadığını bütün benliğinizle hissedersiniz. Yaklaşık üç yıldan beri tanıdığım bir abla var. Çevresine pozitif enerjisini dağıtır, insanlarla hep iyi ve güzel konuşur. Biz de arkadaşla

KARLI YOL(Mini bir hikaye)

Çocuk uzunca yolu yavaş yavaş yürüdü.Kar yağmıştı her yere, keyfini çıkarıyordu kendince, pamuk gibi yumuşak değildi belki ama bembeyazdı, tertemizdi her yer.Onu bekleyen her şeyi unutmuştu.Belkide aklına güzellikler dışında başka bir şey gelsin istemiyordu. Çocuk bu ya,hayallerine müdahele edilir mi,büyükler bilir mi çocuk gibi düşünmeyi,yada yolda yürümeyi?...Bembeyaz hava yavaş yavaş kararsa da etrafına aydınlık veriyor geceyi de aydınlatıyordu. Çocuk düşündü;"belki benim de geleceğim etrafıma aydınlık verecek, karanlık var olsa da" diye.Kimse anlamış mıdır acaba ne düşündüğünü ? Büyüyecekti çocuk, ancak hayalleride izin verildiği ölçüde büyüyecekti. Hayal kurmak değil, hayali büyütmek o kadar kolay değildi. Farkında mıydı bilinmez ama deli sorular içinde, yol sanki bitmek bilmiyordu. Bu büyükler bizim gibi düşünebilir mi acaba diye düşünürken; yolun büyük bölümünü tamamlamıştı. Tuhaflıkları olsa da yolun sonundaki bekleyeni

EGOSANTRİZİM

Çocukluğumda tanıdığım bir komşu teyze vardı. Kimin sorunu olsa bu teyzeye koşar, derdini anlatır ve rehabilite olmuş bir şekilde yanından ayrılırdı. Yıllarca merak ettim bu komşu teyze hiç derdini kimseyle paylaşır mı, ya da derdi var mı, üzülür mü diye. Ama sonradan öğrendim, bu kadıncağızın eşi Kıbrıs Barış Harekatında şehit olan bir binbaşıymış ve iki çocuğunu tek başına büyütmek mecburiyetinde kalmış. Bugün komşu teyzeyi bir kez daha saygı ve rahmetle andım. Bazı insanlar yaşadığı olumsuzlukları çevreye pek yansıtmaz. Dışarıya karşı her şey yolundaymış gibi bir tavır sergiler. Sonra da benim çocukluğumda düşündüğüm gibi mutluluk görüntüsü ile, acaba hiç sorunu yok mu dedirtir. İnsanlar iletişimde farklı diller ya da ifadeler kullanırlar. Ama bazen aynı dili ve duyguları paylaştığınızı düşündüğünüz kişilerle iletişiminizin akıcı ve bir o kadar da besleyici olduğunu düşünürsünüz değil mi? Maalesef bu her zaman mümkün görünmüyor. Koşulla