ÖĞRENMENİN YAŞI OLMAZ

Sizleri bilemem ama ben, yeni bir şeyler öğrenip o konuda üretebildiğimde kendimi daha iyi hissediyorum. Ya da yeni bir kitabı okuduğumda daha çok okuma isteği oluşuyor içimde. İnsan dünyaya geldiği andan itibaren öğrenme süreci de başlar diye düşünüyorum. İhtiyaçlarının farkına varan insan buna paralel olarak yeni edinimleri de hayatına dahil eder, yani öğrenmesi ivme kazanır. İnsan ilk başlarda, yani bebekliğinde karnı acıktığında ağlayarak ifade eder kendini. Zamanla büyüdükçe yeni edinimler kazanır ve kendi kendini farklı şekillerde ifade etmeye başlar. Örneğin sinirlendiğinde yüksek ses tonu kullanır,ya da bağırıp çağırır, olmadı ağlar. Özellikle okula başlaması ile birlikte öğrenme süreci çok daha hızlı ve yoğun olur. Bu döngünün yoğunluğu eğitim hayatı boyunca devam eder. Eğitim hayatımızı noktaladıktan sonra da öğrenmeye devam ederiz. Çünkü hayatımızdaki öğrenme olgusu sadece okulla sınırlı değildir. Özellikle günümüzde bilgiye ulaşmak eskisi kadar zor değil. Bilgisayarlar ve dijital dünya bu konuda bizlere büyük imkanlar sunmaktadır. Ancak bazı şeyler tek başına değil de birden fazla insanın katılımıyla birlikte daha keyifle ve etkileşimle öğrenilirse, geri dönüşler daha etkili hale gelir. İşte bu noktada da farklı bir kavram karşımıza çıkıyor: "Hayat Boyu Öğrenme". Geçtimiz hafta "Hayat Boyu Öğrenme Haftası"ydı. Ülkemizde de bu anlamda en etkili kurum Halk Eğitim Merkezleridir. Hepimizin bildiği gibi bu Kurum birçok alanda özellkle Usta Öğreticiler aracılığıyla hobi edinmek ya da yeni meslek öğrenmek isteyenlere kapılarını açmakta, kurs bitiminde de yeterlilik belgesi vermektedir. Ben de o arada üç boyutlu kağıt rölyef yapımında ve onun dışında da farklı hobiler edinmemde emeklerini esirgemeyen gizli kahramanım Sevda Altınok Hocama teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Öğrenmenin, kişinin kendini geliştirip, yenilemesinin önündeki en büyük engel ise kafasının içinde kendi kendine çizdiği ya da oluşturduğu engellerdir. Yani "Fakülteyi bitirdim, işim de var, yeterli." demek, her şeyden önce kendi kendimizi kandırmaktır. Yeni bilgiler, beceriler edindikçe aslında ne kadar az şey bildiğimizin de farkına varmamızı sağlar. Ünlü düşünür ve filozof Sokrates'in de dediği gibi: "En iyi bildiğim şey hiçbir şey bilmediğimdir." Yani öğrenmek sonsuz bir olgudur. Yeni bilgiler edindiğimizde beynimizin esnekliği artar, nöronlar harekete geçer. Yeni beceriler edinmek te her şeyden önce olaylara bakış açımızı değiştirir, insanlarla iletişimimiz gelişir, bazı şeyleri yapmanın büyük bir emek gerektirdiğinin farkına varırız. Yani olaylara bakış açımızın değişmesine neden olur, kişisel gelişimimize katkıda bulunur. Düşünsenize Tolstoy 67 yaşında bisiklete binmeyi öğrenmiştir. Hayat fırtınanın dinmesini beklemekle ilgili değildir. Yağmurda dans etmeyi öğrenmekle ilgilidir. Yani demem odur ki; hiçbir şey için geç değildir aslında, yeter ki içimizde yeni bir şeyler öğrenme isteği olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM