ACI

Bazı tarihler kimi insanlar için hiç bir şey ifade etmezken, bazı insanlar içinse çok şey ifade edebilir ve buna bağlı olarak yüzünde gülücükler açar, ya da gözyaşlarına boğulabilir. Toplumlar da öyledir. Nasıl bizim Cumhuriyetimizin ilan tarihi bize çok şey ifade ederken, bir başka ulus için bu tarih hiçbir şeydir. Örneğin 1944 yılının II. Dünya Savaşının yaşandığı yıllardan biri olduğunu biliriz, ama 2 Ağustos 1944'ün daha özel bir anlamı olabileceğinden çoğunluğumuzun belki de haberi yoktur veya süreç içerisinde yeterince dillendirilmemiştir. Linz Avusturya'nın üçüncü büyük kentidir. Bu kent Hitlerin doğup büyüdüğü şehirdir. Hitlerin annesi Yahudidir ve babasını kendisi dahil kimse bilmemektedir. Hitler ressam olmak ister ve girdiği yetenek sınavında başarısız olunca, yoksul bir aileden geldiği için asker olmaya karar verir. O arada unutmadan hemen eklemek isterim ki resim sınav jürisindeki üç kişi de Yahudidir. Hitler daha sonra tesadüfen İşçi Partisine girmiştir. Güçlü hitabet yeteneği sayesinde partinin yönetimini ele geçirmiştir. Sonra da birçoğumuzun bildiği gibi devlet yönetimini de ele geçirip, özellikle Avrupa'yı sarsacak II.Dünya Savaşı'nı başlatan ve milyonlarca insanın soykırıma uğratılarak ölümüne sebep olan kişidir. Ben soykırım yapılan Trezin kampını üç yıl önce Çekya'ya gittiğimde görmüştüm. O kampta uygulanan vahşeti ve vahşet araçlarını anlatacak kelime bulmakta zorlanıyorum. İnsanları diri diri attıkları fırınlar, denek olarak kullandıkları masalar ve o masada kullanılan neşterler, sistematik olarak yapılan işkence alanları, deneklerin kan lekeleri,yanmış insan külleri... Trezin'i gezerken katledilen ve soykırıma uğratılan insanların hüznünü her yerde hissettim. Yani o vahşetin izleri ve ruhu bu şehrin üzerinden asla kalkmayacaktır. Özellikle Yahudilerin yok edilmesine yönelik yapılmış olsa da bu soykırım hareketi Romanlara da uygulanmıştır ve sadece 2 Ağustos 1944 tarihinde üçbin Roman bu yolla yok edilmiş ve işkenceye maruz kalmıştır. Ama Roman katliamı sadece üçbin kişi ile sınırlı değildir ve yahudilerle birlikte yüzbinlerce Roman da soykırıma uğratılarak türlü işkencelerle yok edilmişlerdir. Daha da vahimi Nazi olmayan Almanların da Romanlara karşı besledikleri tepki ve ön yargıdan dolayı soykırıma destek verdiğini biliyoruz. Ne yazık ki Almanya PORAJMOS'u (Roman soykırımını)1979'da kabul edebilmiştir. Bizler de ülke olarak uluslararası alanda bu konuda maalesef etkin değiliz . Bu yıl 2 Ağustos'ta Edirne Kent Konseyi Roman Çalışma Gurubu'nun büyük bir emekle ilk defa düzenlediği ve Trakya Üniversitesi Roman Dili ve Kültürü Araştırma Enstitüsü'nün de davet edildiği bir anma programı gerçekleştirildi. Geç kalınmış ama anlamlı bir anma programıydı. Çünkü Romanlar ülkemizdeki diğer etnik gruplar gibi vazgeçilmezlerimizden ve temel taşlarımızdan biridir. Hiç kimsenin veya etnik grubun dışlanmadığı, ötekileştirilmediği, katledilmediği bir dünya dileklerimle. Sevgiyle kalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YÜKSEL HANIM

NİYE?

ÖZLEDİM